Reşadiye aşkıyla yananların sitesi

Hoş Geldiniz

resadye

Tokat Tarihi

Tarihi

Tokat'ın Tarihi




Sayfa: 1/2

Tokat'ın Tarihi

 

 

 

ESKİ İSİMLERİ

KOMANA (ANTİK BİZANS)
EVDOKSİA, DOKİA
(ANTİK BİZANS)
DOKAT
(ARAP)
KAH-CUN
(İRAN)
DAR ÜN-NUSRET
(SELÇUK)
SOBARU
(MOĞOL)
DAR ÜN-NASR
(YILDIRIM BEYAZIT,OSMANLI DEVLETİ)
TOKAT
(OSMANLI VE CUMHURİYET DÖNEMİ)

Tokat,uygarlıkların merkezi olan Anadolu' da, zengin doğal kaynakları, jeostratejik konumu nedeni ile, beyliklerin, devletlerin ve imparatorlukların yaşama ve fetih alanı olmuştur. Orta karadeniz dağlarından güneye, Anadolu'nun içlerine doğru, değişik rakımlarda dizi dizi yaylalar, ovalar, bağ ve bahçeler içindeki akarsularıyla, Dünyada benzeri az olan bu cennet İlimiz, canlı ve zengin tarihinin izlerini bugün de yaşatmaktadır.

Tokat Merkez olmak üzere, Zile'den Reşadiye'ye, Erbaa ve Niksar'dan Artova'ya kadar, ilçe ve köylere yayılmış sayısız tarihi varlıklarımızın pek çoğu, 5000 yıldan bu yana istilalar, savaşlar, depremler ve tahribatlarla yok olmuş veya yıkılmışlardır. Yer altında kalanlar gün ışığına çıkarılmayı beklerken, günümüze kadar oluşan pek çok anıt eser de yeterince korunamamaktadır. Büyük Atatürk'ün "Misak-ı Milli" diyerek, sınırlarını çizdiği engin tarihi değerlerini araştırmak, ortaya çıkarmak, korumak, yeni kuşaklara ve tüm dünyaya tanıtmak, kültürümüzün, yurt sevgimizin bugünü ve geleceği için milli görevimizdir.

Büyük Hitit İmparatorluğu batıdan gelen Balkan kavimleri önünde dağılıp güney doğuya göçerken, Balkan asıllı Frig kavimleri, 500 yıl sürecek uygarlıklarını Anadoluda kurmaya başlarlar. Sonraları. doğudan güçlü Pers, batıdan Büyük İskender istilası Anadoluyu baştan sona aşar. M.Ö. 4. yüzyıla geldiğimizde, bölgenin eski halkı hatti'ler, Hitit'ler, Hurri'ler Mitanni'ler, Frig'ler zaman içinde yeni kavimlerle kaynaşmış, terk ettikleri kentler üzerine, Pers, Helenistik ve Pontus kentleri kurulmaya başlanmıştır. Tokat ilindeki Kelkit, Yeşilırmak ve Çekerek nehirleri boyunca kurulu Hitit ve Frig yerleşim alanları, M.Ö. 2500-400 arasında, yüksek düzeyde sanat ve kültür yaşamına sahip olmuştur.

M.Ö. 6. yüzyıl ortalarından, 4. yüzyılın sonuna kadar Pers egemenliğine giren Anadolu'da Tokat ve çevresini yöneten güçlü Satrapları M.Ö. 333 de Büyük İskender'in hızlı ve hırslı istilası ile şaşkına dönen mağrur Pers kralları teslim olurken, Anadolu'da helenistik çağ başlamaktadır. 300 yıl süren ve sanat etkinliklerinin zirveye çıktığı bu dönem daha sonra Roma'ya miras kalacaktır.

M. Ö. 1. yüzyılda küçük Asya fethine gireşen roma imparatorları, batıdan başlayarak, Anadolu'nun iki önemli yerleşme bölgesi olan, Kayseri Kapadokya'sı ile kuzeyde Tokat'ın (COMANA) merkezi olduğu Pontika Kapadokya'sını ele geçirirler. Ancak yörede güçlü bir devlet kuran Pontus kralları MİTHRİDAT' lar Roma'ya şiddetle direnmişlerdir. M.Ö. 47 de, SEZAR orduları ile Zileye gelir. 5 aat süren savaş sonunda Pontus kralı 2. PHARNAKES'i yener. "Geldim, gördüm, yendim." dediği, tarihe mal olan sözcüklede Zile'deki başarısını özetler. Tokat (COMANA), Niksar ( NEOCAESAREA), Sulusaray (SEBASTOPOLİS), Zile(ZELA) M.S. 5. yüzyıla kadar birer Roma eyalet şehri olmuşlardır.

4. Yüzyıl sonunda Roma imparatorluğu yıkılır. Doğuda devam eden yeni Bizans imparatorluğu, Roma devlet düzenine sahip çıkar. Ancak genç Roma kültür ve sanatını hiristiyan dini ile yorumlar, kendine özgü, yepyeni bir uygarlığı tüm Anadoluya yayar. 1000 yıl gibi uzun süren Bizans egemenliği, hristiyanlığı Anadolu'da himaye etmiş, kurumlaştırmıştır. Tokat ve Niksar Pontika Kapadokyası'nın piskoposluk merkezleri olmuştur.

1071 yılına geldiğimizde, 600 yıldır devam eden Bizans gücünün, Selçuk ve Danışment Türkleri karşısında gerilemeye başladığını görüyoruz.

11. yüzyıldan 14. yüzyıl sonuna kadar geçen 300 yıl, Anadolu'da, birçok devletin kaderini belirleyen, karmaşık ve amansız mücadelelerle doludur. Tarihçiler için en bol kaynağında bu devirde yaratıldığını görüyoruz.

12. yüzyılda, Bizans imparatorluğu giderek güçlenen Türk-İslam devletleri karşısında çökmeye başlamıştır. Selçuklular doğu ve orta Anadolu'yu, Danişment'ler merkezi Sivas ve Niksar olan kuzey anadolu'nun iç bölgelerini ele geçirirlerken, kutsal topraklara ulaşmak isteyen Haçlı orduları, dört bir yandan Anadolu'ya çıkarlar. Bizans, Selçuk, Danişment, Haçlı çatışmaları derken, arkasından Moğol akınları silindir gibi gelerek, Anadolu'ya girerler. Yöremiz dost ve düşmanın karıştığı tam bir savaş ve güç arenasına döner. Bu arada, Anadolu'da kurulu pek çok küçük hiristiyan krallık ve beylikleri de büyüklerin ayakları altında ölüm-kalım mücadelesi vermektedirler.

13. yüzyıl sonuna kadar sürüp giden ve hareketli dönemde, aynı gün el değiştiren kentler, yıkılıp yıkılmış, sabah cami olan yer akşam kilise ertesi sabah tekrar camiye dönüştürülmüştür. Ayaklanmalar, kanlı hanedan ve taht kavgaları, ihanet ve servet çatışmaları ile Anadolu'da yer yerinden oynamıştır.

Bu dönemin en önemli uygarlığı şüphesiz Selçuk Türklerinin Anadolu'da yarattığı hamanist kültür, sanat, bayındırlık, mimarlık ve bilimsel çalışmalardır. Tokat yöresinde hemen yüzyüze geldiğimiz, özü güzellik ve sabır olan bu uygarlık, mücadelerle geçen 2. yüzyıl gibi kısa zamanda Anadolu'nun her yanına yayılabilmiştir.

13. Yüzyıl, Acımasız Moğol Hanları yüzbinlerce Anadolu insanını kılıçtan geçirmektedirler. İslam-Hiristiyan herkesin can derdine düştüğü bu yıllarda, yıkılmaya başlayan Selçuklu hanedanını kurtarma çareleri arayan "MUİNEDDİN PERVANE'nin Moğollarla anlaşması, Tokat'tan devleti 15 yıl akıl almaz entrikalarla yönetmesi, Sultan RÜKNEDDİN KILIÇARSLAN'ı boğdurup yerine GIYASETTİN KEYHÜSREV'i geçirmesi, mecalsiz Selçuklu devletinin çöküşü, İlhanlı Hanı OLCAYTON'un doğu Anadolu'yu işgali, İran Moğollarının, ERTANA beylerinin Tokat ve yöresindeki hakimiyeti, KADI BURHANETTİN dönemi, dirayetsizlik, huzursuzluk ve isyanlar. En önemlisi devletin güçlü zamanından sin hristiyanlar tekrar kent, kale ve köylere dönmektedirler. Ahali sahipsiz, şaşkın ve korkulu... Burada Evliya Çelebi'den aldığımız ve Tokat ile ilgili HACI BEKTAŞ VELİ'nin kehanetini verelim.

12. yüzyılda Horasandan gelip Söğut'te Ertuğrul ve Osman Bey'e giderken Tokat kalesinin kafirler tarafından yeniden zapt olduğunu görür ve sümbüllü denilen bağda oturarak "İnşallah yakında yıldırım gibi bir er çıkıp Tokat'ı fetheder" diye kehanette bulunur. Sümbül bağında bir halifesini seccade sahibi ederek bırakır. O zat hala "SÜMBÜLLÜ BABA " adıyla meşhur bir kutup olup orada gömülüdür.

Hacı Bektaş Veli'nin kehaneti 175 yıl sonra doğru çıkar. 1392 de YILDIRIM BEYAZIT Tokat'ı tüm çevresi ile Osmanlı birliğine dahil eder. Yükselme devrinde Selçukluların bıraktığı yerden başlayan Osmanlılar Tokat'ı önemli bir ticaret ve kültür merkezi haline getirirler. Günümüzde de kullanılan pek çok tarihi anıt, üç asır süren bu yükselme yıllarında yapılmıştır. Sayısız saray, han, mederese ve zaviyenin yer aldığı Tokat'ta başta MOLLA LÜTFİ, İBN-İ KEMAL, MOLLA HÜSREV gibi alimler olmak üzere pek çok devlet adamı, sanatçı, bilim adamı, tarihçi, bektaşi ve mevlevi alimleri bu çağlarda yetişmiş, Osmanlı İmparatorluğunun yükselmesinde ve birliğinde önemli katkıları olmuştur.

17. Yüzyılın bitimi ile beraber gerileyen imparatorluk döneminde Tokat olumsuz etkilenmiş, gelişme ve canlılığını yitirmiştir.

20. Yüzyıl başlarında Birinci Dünya Savaşının acı günlerini yaşayan Tokat 1920 Sevr anlaşması ile parçalanmış Anadolu'dan arta kalan bir avuç Türk bölgesi içinde kalmıştır.

Tokat Müzesi: Selçuklu vezirlerinden Muineddin Süleyman Pervane tarafından 1277´de yaptırılan külliyenin, tıp eğitiminin verildiği şifahanesi mavi çinileri nedeniyle Gökmedrese adıyla da biliniyor. Bu anıtsal yapı bugün arkeolojik ve etnografik eserlerin sergilendiği müze. Müzede İlk Tunç Çağı´ndan itibaren Hitit, Phyryg, Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı devirlerine ait eserler bulunuyor.

Sulusaray:
Tokat'ın 68. Km. güneybatısında bulunmaktadır. Höyüğün M.Ö. 3000 yılında Eski Tunç, M.Ö. 2000 yılında Hitit, M.Ö. 1000 yılında Frigler zamanında iskan edilmiş olduğu, kazılarda ortaya çıkan pişmiş toprak eserlerle tespit edilmiş olup, çıkan bu eserler Tokat Müzesinde sergilenmektedir. Ayrıca Antik kentte yapılan çalışmalarda antik kentin sur duvarları, bir kilise kalıntısı, bir hamam ayrıca tabanı mozaiklerle kaplı olan sağlık merkezinin varlığı tespit edilmiştir. Bu mozaikler Sulusaray'da kapalı bir salonda teşhir edilmektedir.

Yağlıbasan Medresesi: Danişmentliler zamanında, Nizamettin Yağıbasan´ın saltanat yıllarında (1142-1164) yaptırılan, Selçuklulardan İzzettin Keykavus zamanında onarılan medrese Anadolu´nun, günümüze kalan en eski Türk yapılarından.

Tokat Kalesi: İS 5. veya 6. yüzyıllarda inşa edilen, 500 yıl Bizans egemenliğinde kalan 28 burçlu kale, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından da kullanıldı. Tokat şehrinin merkezine yakın bir yerde dik ve sarp kayalar üzerinde inşa edilmiştir.Kalenin, bugün molozlarla dolu bulunan gizli geçidi, kayalara oyulu 362 basamaklı merdivenle kente kadar iniyordu.

Komana: Tokat'tan Karadeniz'e açılan Niksar yolunun 9.km'sinde, Yeşilırmak'ın ortasından aktığı cennet gibi bir saha içerisindedir. Aynı zamanda ilimizin en önemli mesire yeridir. Milattan önceki yıllarda kurulmuş antik Komana kentinin bulunduğu alanlardır. 1940'larda yapılan yüzey araştırmalarında burada Hellenistik ve Roma dönemlerine ait kalıntılar bulunmuştur. Kentin içinde tapınaklar ve saraylar bulunmaktadır.
Meydan Camii (Hatuniye Camii): Sultan II.Bayezıt'ın annesi Gülbahar Hatun tarafından yaptırılmış cami kayıtlarda "Hatuniye Camii" olarak geçer. Meydan mahallesinde, adını aldığı geniş bir alanda 1474 yılında yaptırılan cami, 1939 ve 1943 yıllarındaki depremlerden büyük hasar görmüştür.

Latifoğlu Konağı: 19. Yüzyıl Türk barok mimarisinin şaheseri olan Anadolu Konaklarının tüm mimari özelliklerini ihtiva eden iki katlı ahşap karkas ve kerpiç malzeme ile inşa edilmiştir. Halen Müze ev olarak kullanılmaktadır. Konakta ahşap işçiliğinin en güzel örneklerini görmek mümkündür.

Taşhan: Gazi Osman Paşa bulvarı üzerinde olan tarihi Taşhan, Osmanlı devrinin en güzel eseridir. Tokat şehir merkezinde ve müzenin yanındadır. Şehre gelen yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeridir. Dikdörtgen planlı, iki katlı, ortası açık avlulu ve kerpiç kullanılarak yapılan eserin 93 kapısı vardır. Günümüzde halen kullanılmakta ve binada çeşitli el sanatları üretilerek sergilenmektedir.

Masat Höyük: Tokat'ın Zile İlçesi Yalınyazı Kasabasında yer alan Masat Höyük'de M.Ö.3000'de Eski Tunç Çağı, M.Ö. 2000'de Hitit çağı, M.Ö. 1000'de Frig Çağını yaşayan 3 dönem mevcuttur. Masat Höyükte Kayseri'de Hitit imparatorluğuna bağlı bir uç beyinin sarayı bulunmuştur. Pişmiş toprak, metal ve cam eserlerin yanında Hitit Hiyeroglif (Resim Yazısı) yazısı ile yazılmış tablet en önemli eserdir. 


KRONOLOJİSİ

M.Ö.-71 Pontus Kralı Mithridates VII. Kelkit Vadisinde (Niksar Önlerinde) Roma Komutanlarından Lucullus'a mağlup oldu ve kaçarken Komana'ya (Gümenek) uğradı.

M.Ö.-64 Mithridates VII. tekrar kendi bölgesine geçti ve Tokat-Gümenek, Roma ko­mutanlarından Pompeus tarafından ele geçirildi.

M.Ö.-47 Mithridates VII.'nin ölümünden sonra yerine geçen Pharnakes II.'kendi topraklarını Romalıların elinden almak için yaptığı savaşların en önemlilerinden birinde Zile Ovası'nda Sezar'a mağlup oldu. Sezar VENİ-VİDİ VİCİ (Geldim-Gördüm-Yendim) sözleri ile tarihe geçen meşhur mektubunu, burada yazmış­tır.

1071- Malazgirt Savaşı'nda Türk Kumandanı Alpaslan'a mağlup olan Bizans İmpa­ratoru R. Diogenes serbest bırakıldıktan sonra Tokat'a geldi ve buradan Adana'ya geçti.

1074- Tokat ve dolayları Bizanslılardan Danişmend Oğullan'nın eline geçti.

1144- Tokat ve çevresi Konya Selçukluları eline geçti.

1243- Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev Tokat'a geldi.

1256- Tokat ve dolaylarında İlhanlılar hakim oldu.

1275- Pervane Bey tarafından Tokat Da-ruşşifası kuruldu.

1355- Tokat ve dolaylan Ertena Oğullan eline geçti.

1381- Tokat ve dolaylan Kadı Burhanettin hakimiyeti altına girdi.

1392- Tokat Osman Oğulları eline geçti.

1402- Timur Ankara Harbi'ne giderken Tokat'a geldi.

1470- Uzun Hasan Tokat'ı yaktı, yıktı, yağma etti.

1472- Fatih Sultan Mehmet Trabzon'a giderken Tokat ve Niksar'a geldi.

1480- Tokatlı alim ve Şeyhülislam Molla Hüsrev vefat etti. Bursa'da kendi yaptırdığı medrese civarına defnedildi.

1506- Şah İsmail Tokat'a hücum ederek şehri yakıp yıktı.

1538- Tokat Voyvodalık oldu.

1552- Kanuni Sultan Süleyman, İran seferi hazırlıklarım yapan ordusu ve veziri Sokullu Mehmet Paşa ile Tokat'ta konakladı ve bü­tün Anadolu'da seferberlik emri verdi.

1553-Büyük alim İbn-i Kemal İstan­bul'da vefat etti.

1555- Kanuni Sultan Süleyman ekim ayının 22'sinde Tokat'a geldi ve bir gece kaldıktan sonra Amasya'ya gitti.

1602- Karayazıcı asileri Tokat'ı yağma ettiler ve yaktılar.

1609- Kuyucu Murat Paşa Tokat'a geldi.

1614- Tokat Valide Sultanlara Hassıhü-mayün oldu.

1622- Asilerden Abaza Mehmet Paşa Tokat'ta geldi.

1628- Veziriazam Hüsrev Paşa Tokat'a geldi.

1632- Veziriazam Hüsrev Paşa Tokat'ta öldürüldü.

1635-Sultan IV. Murat Tokat'a geldi.

1636-Veziriazam Bayram Paşa Tokat'a geldi.

1642- Meşhur hattat Tokatlı Mehmed-ül Liman vefat etti.

1656- Evliya Çelebi Tokat'a geldi.

1791- Türk Mizahına "Kırk yıllık Kani, olur mu Yani" deyimini bırakan Tokatlı Ebubekir Kani İstanbul'da vefat etti.

1795- îhni Sina'nın KANUN'unu Türk­çe'ye çeviren alim ve doktor Tokatlı Hemnik Mustafa İstanbul'da vefat etti.

1802- Mısır'dan dönen Sadrazam Yusuf Paşa Tokat'a geldi ve İstanbul'a gitmek üzere ayrıldı.

1828- Tokat'ta ilk panayır açıldı.

1832- Gazi Osman Paşa Tokat'ta doğdu.

1845- Tokat ve dolaylarında ilk defa erkek nüfus sayımı yapıldı.

1870- Tokat'ta Rüştiye okulu ilk defa açıldı, bunu Mekteb-i idadi Terin açılması izle­di.

1884- Tokat'ta ilk kütüphane Hacı Hüse­yin Efendi tarafından kuruldu.

1900- Gazi Osman Paşa İstanbul'da vefat etti.

1908- Tokat'ta halkımızın büyük sel diye ifadelendirdiği büyük seylap oldu ve binlerce kişi sele kapılarak boğuldu.

1914- Mahkeme Önü ve Buzluk semtin­e büyük yangın oldu.

1919- 20 Haziran Cuma: İzmir'in Yunan­lılar tarafından işgali nedeniyle Tokat'ta ilk miting Niksar ilçesinde yapıldı. Binlerce kişinin katıldığı miting sonunda Reddi İlhak Cemiyeti Reisi Hacı Mahir Bey'in imzası ile İtilaf Dev­letleri temsilcilerine aşağıdaki metinle telgraf çekildi. "Niksarlılar hukukun hamisi olduğunu iddia eden Wilson'a ve diğer devletlere müracaat ediyoruz. Artık bizim feryadımıza kulak tıkamayınız, mevcudiyeti milliyetimize tecavüzü ve bu tecavüzde devamı kastediyorsanız en kısa yol bizi öldürmektir. Geliniz öldürünüz. Biz Türk olarak en küçük vatan parçasının Türk kalmasını istiyoruz, siz de buna söz vermiştiniz. Şimdi ise sözünüzde durmadığınızı görüyoruz. Anadolu'ya uzatılacak bir tecavüz bizi öldürmek için uzatılan bir adımdır. İnsaniyet ve adalet namına bu suikasttan vazgeçmenizi rica ediyoruz."

25 Şubat 1919- "Karadeniz Rum Cumhu­riyeti" kurmak suretiyle memleketin parçalan­masına çalışan Rumların bu çabalarını önlemek için Samsun'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Ce­miyeti, bir şubesinin Tokat'ta kurulmasını, "Ahaliyi Muhtereme" başlıklı yazı ile duyur­du.

20 Mart 1919- Karadeniz Türkleri Müda­faa-i Hukuk Cemiyeti feshedilerek Erzurum'da kurulan "Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" ile Tokatlılar temasa geçtiler. (Yeni cemiyet birçok yerlerde başka adlarla kurulan cemiyetleri birleştirmek gayesi taşıyordu.)

26 Haziran 1919- Mustafa Kemal Paşa bir gün evvel Tokat Postahanesini kontrol altı­na aldırmış ve buraya geliş hareketlerinin hiçbir yere bildirilmemesini sağladıktan sonra Tokat Belediye Salonunda 25 Kişilik aydınlar, guru­buna özetle; "... hiçbir savunma vasıtasına sahip olmasak dahi, dişimiz, tırnağımızla,zayıf ve dermansız kolumuzla mücadele ederek şeref ve haysiyetimizi, namusumuzu müdafaa etmeyi zaruri görüyorum. Tarih bize, vatan uğruna, canını, malını esirgemeyen milletlerin asla ölme­diklerini, hala yaşadıklarını göstermektedir. Ben hayatımı hiçbir zaman milletimden üstün görmedim ve görmeyeceğim. Her an milletim için şerefimle ölmeye hazırım!" Bu ateşli hitabe, dinleyenler üzerinde son derece etkili olmuştur.

25 Temmuz 1919- Erzurum'daki Şarki Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin hazırladığı ERZURUM KONGRESİ toplandı. Bu kongreye Tokat'tan Hamamcıoğlu Rıfat bey katıldı.

12 Eylül 1919- 4 Eylül 1919'da Sivas'ta yapılan Sivas Kongresi'nden sonra Tokatlılar Milli Mücadelenin önemine ve hakikatine sahip çıkarak, İstanbul Hükümeti ile tamamen bağlantıyı kestiler.

16 Ekim 1919- Mustafa Kemal Paşa Amasya'ya geçmek üzere Sivas'tan Tokat'a geldiler.

18 Ekim 1919- Amasya'da yapacakları temasları için Tokat'a gelen Mustafa Kemal Paşa, bir gün devamlı halkla alakalı konular üzerinde görüşmeler yaptı ve Tokat hakkında iyi intibalarla Amasya'ya hareket etti.

27 Ekim 1919- Mustafa Kemal Paşa yanlarında gazeteciler olduğu halde Tokat'a geldi­ler.

28 Ekim 1919- Mustafa Kemal Paşa sabahleyin İhtiyat Zabitleri Teavün Cemiyetine uğrayıp görüşmelerde bulunduktan sonra öğleyin Sivas'a hareket etti

20 Kasım 1919- Ahmet Fevzi Paşa başkanlığındaki bir heyet Tokat'a geldi.

17 Mart 1920- 16 Mart 1920'de İstan­bul'un İngilizler tarafından işgali ve yapılanları protesto için Tokat'ta büyük gösterilerle mitingler yapıldı.

18 Mart 1920- İstanbul'un işgali üzerine Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin toplanmasının bildirilmesi üzerine Tokat'tan meclise seçilenler belli oldu.

6 Temmuz 1920- 2 Temmuz 1920 tari­hinde asilerin Zile'yi yaktıktan sonra yakalanmaları, Kolordu Komutanı Rafet Paşa'nın harp divanı kararlarının infaz edilmesi.

25 Temmuz 1920- Postacı Nazım isyanı bastırıldı.

26 Temmuz 1920- Bütün isyanlar bastırılarak Tokat'ta huzur sağlandı.

17 Eylül 1928- Reisi Cumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa Sivas'tan saat 14.00'de To­kat'a geldiler. Belediyeyi ziyaret ettiler.
7 Ekim 1933- Turhal Şeker Fabrikasının temeli İktisad Vekili M.Celal Bey tarafından atıldı.
 

 
Bugün 24 ziyaretçi (25 klik) kişi burdaydı!
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol